Açılışa 10 günden az kala, Ubik Project sergisinin kurulumu için tüm ekip harıl harıl çalışıyoruz. Bu noktaya gelene dek –Eylül ayından beri- 10’un üzerinde toplantı, Kadıköy ve Taksim olmak üzere 2 performans gecesi, 6 dakika 15 saniyelik bir proje tema müziği kaydı, 1 fanzin, farklı afişler, sticker’lar, flayer’lar ve sokak performansları yaptık.
Dün sergi alanına, onun dağılımına baktığımda, keyif ve huzur duydum. Çünkü gerçekten güzel bir sergi hazırladık ve onu güzel kuruyoruz.
Yıkım 2011 de virane bir binayı bir alternatif sergi alanına dönüştürmüştük, Ubik project’te ise bir galeriyi her sanatçının kişisel düş dünyasını, Ubik evrenini yansıtan “ada”lara dönüştürmüşüz. Kuşkusuz Periferi sergileri; özgül süreçlerinin başlangınından açılışına kollektif ruh, enerji, emeğin somutlaşması, işlerin mekan ve birbiri ile ilişkisi, sokaktan netteki adalara uzanan geniş otonomik varlığı, kavramlarının çağıl imge ile daraltmaması ve buna bağlı sanatçı katılımında da yerelle sınırlı kalmayıp- uluslararası bir duruş sergilemesi, yeni bir tarz yerleştirme mantığı ile uzun vadede akılda kalacaktır.
Bu yoğun sürecin sonuna, izleyicinin takdirinin karşına çıkmaya hazırlanırken, yorgun ama mutluyuz. Çünkü gerçekten güzel bir sergi hazırladık. Sonuçta bir romanın sergiye dönüştürülmesi anlamında bu proje , ülkemiz de bir ilk olmanın misyonunu taşıdı ve gelecekteki benzer konsept sergilerin önünü açtı. Tüm dostları bu enerjimizi, hevesimizi paylaşmaya 4 ocak 2012’de beklerim.
Rafet Arslan
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder